Öğle yemeği için serbest zaman veriyoruz. Serbest zamanımızın ardından müsait olduğu takdirde
gezebileceğimiz Türk-Katolik Kilisesi’ni görüp Tarihi Antakya Evleri’ ni fotoğrafladıktan sonra dünyanın ilk kilisesi olarak kabul edilen St Pierre Kilisesi’ ne gidiyoruz. Ardından geçmişi kent kadar eski olup geleneksel el işçiliğinden, yemeklerine, giyimden, teneke işçiliğine kadar her türlü mesleğin icrasını burada
görebileceğiniz Hatay Uzun Çarşı’ da alışveriş için serbest zaman veriyoruz. Serbest zamanın ardından 
4* GRAND BOĞAZİÇİ HOTEL’ de gidiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama.

Oteldeki kahvaltımızın ardından bu günkü gezimize dünyanın en büyük ikinci mozaik müzesi olan ve Antik Dönem’e ait eserlerin sergilendiği Antakya Mozaik Müzesi’ ni ziyaret ederek başlıyoruz. Ardından İlk
Hıristiyanlık şehitlerinden olan Habib-i Neccar Camii gezisi sonrası Antakya Sokaklarında yürüyerek kısa bir Antakya turu yapıyoruz. Samandağ sahilini de gezdikten sonra Hatay'ın Samandağ İlçesi Çevlik Örenyeri yakınında bulunan tünel İ.Ö.1’nci yüzyılda yapılmıştır. Dağlardan inerek yaşamı tehdit eden sel ve taşkınlardan korunmak amacıyla Roma İmparatoru Vespasian şehrin etrafını dolanacak, böylece akıntıların yönünü değiştirecek bir tünelin yapımını emretmiştir. İnşaat İ.S.69 yılında başlamış, İ.S.81 yılında halefi ve oğlu Titus tarafından bitirilmiştir. Tünel inşasında Roma lejyonları ve köleler çalışmıştır. Tümüyle dağ içine oyulan tünel bin 380 metre uzunluğunda, 7 metre yüksekliğinde ve 6 metre genişliğindedir. Titus Tuneli ve Emeni köyü ve Musa Bey ağacını gördükten sonra  gezimizi tamamlıyoruz.Konaklama yapacağımız  4* GRAND BOĞAZİÇİ HOTEL’ e dönüş yapıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama.

Oteldeki kahvaltımızın ardından çıkışımızı yapıp Adana’ ya hareket ediyoruz. Yaklaşık 3 saatlik kara
yolculuğumuz sonrasında Adana’ ya varıyoruz. Kahvaltı molamızın ardından ilk durağımız şehrin simgesi haline gelen Taş Köprü olacaktır. Taşköprü, Seyhan Nehri üzerinde, Adana kent merkezinde, Adana ve
Karşıyaka yakalarını birleştiren köprüdür. Adana'nın simgesi olarak kabul edilen köprü, bir Roma dönemi eseridir. Rehberimizin buradaki anlatımını dinledikten sonra Sabancı Cami’ ne doğru yola koyuluyoruz. Sabancı Merkez Camii, Adana' nın Reşatbey semtinde, Merkez Park' ın güneyinde ve Seyhan Nehri' nin batı kıyısında 1998 yılında hizmete açılmıştır. 28.500 kişiye sağladığı ibadet imkanı nedeniyle Balkanların ve Orta Doğu'nun en büyük camisi kabul edilir.Sonrasında 1998 yılında Sabancı Merkez Cami'nin hizmete açılmasına kadar Adana' nın en büyük camisi olma özelliğini korumuş olan Ulu Cami ‘ yi geziyoruz. Ramazanoğulları Camii veya Adana Ulu Cami, 16. YY.’ dan kalma tarihi bir camidir. Ramazanoğulları Beyliği’nin başyapıtı olan cami, şehrin en önemli tarihi yapılarından birisidir. Tarihi Adana çarşısı Küçük Saat ve Büyük Saat ziyaretlerimizin ardından konaklama yapacağımız 4* ŞENBAYRAK OTEL' e yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama.

Oteldeki kahvaltımızın ardından çıkışımızı yapıp Tarsus' a doğru yola çıkıyoruz. Eski bir yerleşim olan Tarsus zengin kültürü ile dikkat çekmektedir. Tarsus’ ta gezimize Eshab-ı Keyf (Yedi Uyurlar) Mağarası ile başlıyoruz. Eshab-ı Keyf diye adlandırılan ve kutsal kişiler olarak bilinen, Hıristiyanlarca 7, Müslümanlarca 8 evliya olarak kabul edilen Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Debernuş ve Kefeştetayuş
adındaki yedi genç ve köpekleri Kıtmir’e ait olduğu söylenen ve burada yüzyıllarca uyuduklarına inanılan mağarayı ziyaret ediyoruz. Mağaradaki gezimiz sonrası Tarsus merkeze varıyor ve Çanakkale Savaşlarında vermiş olduğu hizmetle tüm dünyanın dikkat kesildiği Nusrat Mayın Gemisi ilk durağımız oluyor. Ardından Mısır' ünlü kraliçesi Kleopatra' nın sevgilisi Romalı General Antonius ile Tarsus' da buluşmak üzere
geldiklerinde şehre girdikleri kapı olan Kleopatra Kapısını görüyoruz. Anadolu kültüründe önemli yeri olan Şahmeranın öldürüldüğüne inanılan Şahmeran Hamamını faal bir hamam olması sebebiyle dışarıdan görüp Eski Sokaklarda dolanıp Tarihi Tarsus Evleri arasında yapacağımız yürüyüş sonrasında tam yerinden nar
ekşisi ve cezerye alıyoruz. Sonrasında gezimizi, sırasıyla, Danyal Peygamber Makamı, Kırkkaşık Bedesteni, Bilal Habeşi’ nin Makamı, Tarsus Müzesi ve son olarak St. Paul kuyusu ile tamamlayıp Mersin’ de bulunan otelimize gitmek üzere yola çıkıyoruz. 4* BÜYÜK MERSİN OTELİ' ne varış, akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

Sabah otelimizdeki kahvaltımızın ardından Erdemli’ ye gitmek üzere yola çıkıyoruz. Keyifli yolculuğumuz sonrasında dünyaca bilinen Cennet – Cehennem Obruklarını görüp Astım Mağarasını gezmek için
vereceğimiz serbest zaman sonrasında hikayesini rehberimizden dinlerken büyüleneceğiniz, günümüzde hala akustiğinin çok iyi olması sebebiyle konserlere ev sahipliği yapan ama ilk olarak 3. Yüzyılda kurulmuş olan Kanlı Divane Antik Kenti’ ni geziyoruz. Burada o dönem suçluların atıldığına inanılan ölüm çukurunu, kaya rölyefleri, Hristiyanlığın kabulü sonrasında işlevselliği değişen çeşitli dini yapıları, ölüm kulesini ve antik dönem mezar kalıntılarını ve diğer anıtsal eserleri geziyoruz. Ardından Elausia Sebaste Antik Kentini görüp Mersin’in simgelerinden olan meşhur Kız Kalesi önünde fotoğraflarımızı çekip öğle yemeği için mola
veriyoruz. Elbette Mersin’in meşhur tantunisinin tadına bakmayı unutmuyoruz. Sonrasında Alanya' ya hareket ediyoruz. Alanya' da konaklama yapacağımız 4* SULTAN SİPAHİ RESORT OTEL' e yerleşiyoruz.
Akşam yemeği ve konaklama. Not : Tesisin belirlediği alkollü ve alkolsüz içecekler fiyata dahildir.

Oteldeki kahvaltıdan sonra, ilk olarak Alanya Kalesi' ni görüyoruz. Alanya şehir turunun ardından astım hastalığına iyi geldiği söylenen Alanya Kalesi' nin batı kıyısında bulunan Damlataş Mağarası’ na gidiyoruz. Damlataş Mağarası 1948 yılında liman inşaatında kullanılmak üzere taş ocağı olarak tespit olunan bugünkü yerinde, bir dinamit ateşlenmesi sonucu bulunmuştur. Buradan ayrılıp Amfi tiyatroların hala faaliyet
gösterdiği günümüz de içlerinde en güzeli olan Aspendos’ a geliyoruz. Aspendos ziyaretimizden sonra Dim mağarasını görüp Side’ ye doğru yola çıkıyoruz. Side’ de bulunan Side Antik Kentini gezip rehberimizden bilgileri dinliyoruz. Daha sonra Side çarşısında geziyoruz. Buradan ayrılıp Manavgat Şelalesi ne varıyoruz. Fotoğraflarımızı çekip, çayımızı yudumluyoruz. Sonra Antalya' da konaklama yapacağımız 4* LATANYA PALM OTEL' e varıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama.

Otelde aldığımız kahvaltı sonrası çıkışımızı yapıp, Antalya merkezde Kaleiçi Yivli Minare ve saat kulesini görüyoruz, serbest zaman veriyoruz. Alışveriş yapabilir Kale içinde keyifli zaman geçirebilirsiniz. Belirlenen saatte buluşup, yola çıkıyoruz. Finike yol
güzergahı üzerinden Kale ilçesine geliyoruz. Bir cennettir sıcak bir iklim ve sıcak insanlar arayanlar için Kale ilçesi… Bu ilçe biber üretim ve ihraç merkezi konumundadır. Son yıllarda 10' a yakın biber türü
üretilmektedir. Avrupa insanının damak tadına uygun Kapia, California Harikası, Macar Dolması, Carliston türü biberler Kale' de üretilmektedir. Buradaki serbest zamanımızın ardından Noel Baba Kilisesi’ ni ziyaret ediyoruz. Denizcilerin ve öğrencilerin de koruyucusu olduğuna inanılan Aziz Nikolas' ın 65 yaşında iken
öldüğü sanılmaktadır. Myra' lılar onun adına bir kilise inşa ederek içindeki lahitte onu sonsuz uykusuna bırakmışlardır. Haçlı Seferleri sırasında 20 Nisan 1087' de Bari' den gelen tüccarlar Aziz Nikolas' ın
kemiklerini çalıp Bari' ye götürdü ve yaptıkları bazilikaya gömdüler. Onun olduğu sanılan geride kalmış bir kısım kemik ise bugün Antalya Müzesi' nde muhafaza ediliyor. Sonrasında Myra Antik Kenti’ ni görmeye gidiyoruz. Myra, Kale’ de bulunan antik bir Likya kentidir. Eskiden Myra' nın su ihtiyacı Demre deresinin aktığı vadi kenarındaki kaya yüzüne açılan kanallarla karşılanmaktaydı. Bugünde bu kanalları görmek
mümkündür. Myra'nın diğer yapıları bugün toprak altında olup gün ışığına kavuşacakları zamanı
beklemektedirler. Myra' ya gelirken yol üzerindeki Karabucak mevkiinde, günümüze kadar iyi korunmuş Roma Devri mezar anıtı dikkati çeker. Buradaki güzel gezintimizden sonra Kaş' gidiyoruz. Konaklama
yapacağımız HABESOS Otel' e yerleşme ve ardından akşam yemeği için restorana gidiyoruz. Yemek sonrası otele dönüş ve konaklama.

Sabah otelimizde kahvaltımızı yaptıktan sonra Kaş’ daki turumuza başlıyoruz. Aşılması zor dağlarının
eteğinde kurulmuş Kaş, arnavut kaldırımlı sokakları, dört mevsim pırıl pırıl güneşi, kristal berraklığındaki deniziyle tam bir cennet. Üzerinde sekiz satırlık Likya dilinde yazılar olsa da henüz kimse okuyamamış.
Kaş’ın ortasında geçen, eski cumbalı konaklarla bezeli Uzun Çarşı, Kaş sokakları içerisinde en güzeli.
Begonvillerle sarmalanmış ahşap evlerin olduğu taş zeminli sokak, manzarasıyla, sağlı sollu mekanlarıyla, kedileriyle konuklarını mest ediyor. Uzun Çarşı’ nın sonunda Çınar ağacının gölgesinde, kendilerine özgü mezar lahitlerinin en bilineni olan Aslanlı Lahit duruyor. Diğer adıyla Kral Lahdi, ruhun ölümsüzlüğüne
inanan ve bu yüzden ölümden korkmayan Likyalılardan kalma eserdir. Buradaki gezimizi tamamladıktan sonra dönüş yolumuzda Kaputaj plajı, Patara sahili, Patara antik kenti gezimizi tamamladıktan sonra sahil yolunu takip ederek Saklıkent’ e geliyoruz. Kanyonun nasıl keşfedildiğine dair kabul gören rivayete göre;
yörede hayvan otlatan bir çoban, kanyonun olduğu kısma kaçan hayvanını kovalaması neticesinde bu eşsiz doğal güzelliği keşfetmiştir. İlgili resmi mercilere haber verildiğinde kanyon kayıt ve koruma altına alınmış, bölge milli park ilan edilmiştir. Burada zaman geçirdikten sonra Fethiye’ ye gidiyoruz. Sadece tarihi
güzellikler değil, aynı zamanda müthiş doğasıyla da kendine aşık eder Fethiye… Burada rehberimizden bilgilerimizi alıp ve bol bol fotoğraf çektikten sonra Ölüdeniz' de bulunan 4* Ocean Blue High Class otelimize doğru yol alıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama.

Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında Dalyan’ a doğru yola çıkıyoruz. Dalyan yeşilin ve mavinin bir arada olduğu bize huzur veren bir yerdir. Burada tekne ile İztuzu' na gidiyoruz. Tekne turunda en dikkat çekici manzara, tepelerdeki Kaya Mezarlarıdır. Doğal kayalara oyularak şekillendirilen bu dev mezarlar çok
heybetli ve etkileyicidir. İztuzu' na varıyoruz. Dünyada doğallığını koruyan ikinci plaj olma ödülüne de sahip İztuzu, tam bir doğa harikası. Bir tarafı tatlı su diğer tarafı Akdeniz olan bu kumsalın bir benzerinin olmadığı söylenir. Denize dikey uzanan dağların dibinden başlayıp, dalyan deltasının ağzını kapatan plajın kumları altın sarısı ve inceciktir… Deniz ise kristal berraklığındadır. Buradaki serbest zamanımızın ardından tekne ile Dalyan' a geri dönüş yapıyoruz. Buradaki gezimizi tamamladıktan sonra Muğla' nın gizli ceneti Yuvarlak Çay' a gidiyoruz. Sandras Dağlarının kar sularının getirdiği serinliği ile doğanın tüm güzelliklerini sunduğu vadide tertemiz havası ile adeta büyüleniyoruz. Çayın üzerindeki salıncakta sallanarak hoş vakit geçirdiğimiz doğa harikası bu yere veda ederek yolumuz üzerinde bulunan Akyaka' ya geliyoruz. Akyaka' daki gezimizde güzel dakikalar geçiriyoruz. Dönüş vakti geldiğinde yola çıkıyoruz. Aydın-İzmir yol güzergahı üzerinden dönüş yapıyoruz. Başka bir Meis Turizm Organizasyonunda buluşmak üzere…