İstanbul’ daki ilk durağımız Eyüp Sultan Camii olacaktır. İlk olarak burada sabah namazına katılıyoruz. Sonrasında kahvaltı molası veriyoruz. Eyüp Sultan Camii, İstanbul'un Konstantinopolis Surları dışındaki, Haliç kıyısında yer alan ilçesi Eyüpsultan' daki bir camidir. Burada, İslam peygamberi Muhammed' in sancaktarı ve sahabesi Ebu Eyyûb el-Ensarî' nin (Eyüp Sultan) gömüldüğü türbe de yer almaktadır.
Ardından Sultanahmet Meydanına geçiyoruz.
Buradaki molamızın ardından Yerebatan Sarnıcı Müzesi’ ne gidiyoruz. Yerebatan Sarnıcı Müzesi, görkemli İstanbul tarihinin izlerini sürebileceğimiz en önemli kültür varlıklarının başında gelmektedir. Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yer altı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir. Bu gizemli mekanı gezdikten sonra hemen karşısında bulunan Ayasofya Camisini görüyoruz.
Ayasofya aynı yere üç kez inşa edilmiş bir eserdir. Günümüzdeki Ayasofya “Üçüncü Ayasofya” olarak bilinmektedir. Ayasofya’nın ilk inşaatı Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olarak kabul eden I. Konstantin döneminde başlatılmıştır. İstanbul’un yedi tepesinden birincisi üzerinde ahşap çatılı bir bazilika olarak inşa edilen ve o dönemde ‘Büyük Kilise’ ismiyle anılan bu yapının açılışı, 360 yılında II. Konstantin döneminde gerçekleşmiştir. Rehberimiz eşliğindeki ziyaretimiz sonrasında turumuza Topkapı Sarayı Müzesi ile devam ediyoruz.
Topkapı Sarayı, İstanbul’un en eski tarihî bölgelerinden birinde yer alır. İstanbul’un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmed tarafından 1460-1478 yılları arasında yaptırılmış olup takip eden padişahların yaptırdıkları ilave yapılarla günümüzdeki hâlini almıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra, 3 Nisan 1924 tarihinde müze hâline getirilen Topkapı Sarayı, Cumhuriyet’in ilk müzesi olma özelliğini taşır. Eşsiz gezimizin ardından Eminönü’ ne geçip burada boğaz turuna çıkıyoruz. Denizdende seyrettiğimiz güzel İstanbul turumuzu bugünlük bitirip konaklama yapacağımız Lionel Otel’ e gidiyoruz. Otele yerleşme, dinlenme, akşam yemeği ve konaklama.
Not : Öğle yemeğimizi Eminönü’ nde balık ekmek olarak alıyoruz.

Oteldeki sabah kahvaltımızın ardından çıkış yapıp, Şile’ ye hareket ediyoruz. Şile, doğal ve tarihi güzelliklere ev sahipliği yapan, şirin küçük bir balıkçı kasabasıdır. Seyir terasında rehberimizden Şile tarihi konusunda gerekli bilgileri alıp, Ağlayan Kaya, Şile Feneri, Şile Kalesi’  ni panaromik olarak görüyoruz. Şile şehir merkezinde vereceğimiz alışveriş molamızın sonrasında Ağva' ya doğru hareket ediyoruz. Ağva' da ilk olarak Göksu deresi üzerinde (ekstra) tekne gezimizi gerçekleştiriyoruz. Teknede güzel fotoğraflar çekip manzaranın keyfini çıkarıyoruz. Daha sonra Ağva merkeze geçiyoruz. Ağva' merkezde vereceğimiz serbest zaman sonrasında buradan ayrılıp Zonguldak’ a doğru yola çıkıyoruz.
Yolumuz üzerinde bulunan Akçakoca’ da öğle yemeği için mola veriyoruz. Yemek molası sonrası Ereğli’ de çay molası verip, burada turumuza devam ediyoruz. Karadeniz Ereğli, sadece tarihi M.Ö. 2500 yıllarına uzanan çok eski bir kent değildir; Ereğli, aynı zamanda, Anadolu uygarlıklarının, binlerce yıla yayılan bir kesişme noktasıdır. O kadar ki, Yunan mitolojisinin en çarpıcı olaylarının yaşandığı kentler arasında Ereğli' de vardır. Burada ilk olarak Cehennemağzı Mağarası’ nı geziyoruz. İlçe merkezinde yer alan mağaranın, bulunduğu bölge Antik dönemde Achelon Vadisi’ olarak anılmaktadır. Ereğli Müzesi' ne bağlı ören yeri olarak faaliyet gösteren Cehennemağzı Mağaraları yan yana sıralanmış üç mağaradan oluşmaktadır.
Ardından Gazi Alemdar Gemi Müzesi ile devam ediyoruz. Kurtuluş Savaşı sırasında işgal altındaki İstanbul'dan vatanseverler tarafından kaçırılan Alemdar isimli küçük bir savaş gemisi, Zonguldak'a ve Karadeniz' e hakim olan Fransızlar tarafından ele geçirilmek istenmiştir. 9 Şubat 1920 günü Alemdar'ı Karadeniz Ereğli limanına getiren vatanseverler gemiyi karaya oturtmuşlar ve Fransızlara teslim etmemişlerdir… Vatanseverlerin Karadeniz Ereğli'ye sığınmalarına kızan Fransızlar, kenti işgal etmek istemişler ancak Karadeniz Ereğli halkının mücadelesi sonucu başarılı olamamışlardır. Tarihi önemi olan bu olayı yaşatmak için Gazi Alemdar Gemisi’ nin bire bir örneği yapılarak 08.08.2008 tarihinde müze olarak hizmete açılmıştır.
Fotoğraf molamızdan sonra Karadeniz Ereğli Müzesi ile turumuza devam ediyoruz., Halil Paşa Konağı olarak bilinen zemin + 3 katlı, orta sofalı plan tipinde ve kagir olan bir yapı içinde hizmet vermektedir. Halil Paşa Konağı 19'uncu yüzyıl sonlarında (tahminen 1870’li yıllar) Padişah 2. Abdülhamit döneminde sancak beyi (mirimiran) olan Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından yaptırılmıştır. Tarihte yaptığımız yolculuk sonrasında konaklamamızı yapacağımız Zonguldak Dedeman Otel’ e geçiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama.

Otelde aldığımız sabah kahvaltı sonrasında Zonguldak taki ilk durağımız Maden Müzesi olacaktır. Türkiye' nin ilk ve tek maden müzesidir. Zonguldak 'ın en önemli üretim kaynağı olan taş kömürü madenciliğinin kültürünü bir müze ile kalıcılaştırmak, 200 yıllık taş kömürü madenciliğinin hikâyesini tanıtmak amacıyla kurulmuştur. Buradaki gezimizin devamında Gökgöl Mağarası ile turumuza devam ediyoruz. Gökgöl Mağarası, Zonguldak' ın Üzülmez bölgesinde bulunan aktif bir damlataş mağarasıdır. Kollarıyla birlikte 3350 metre uzunluğunda olan Gökgöl Mağarası, Türkiye'nin en uzun onuncu mağarası ve 875 metrelik yürüyüş yolu ile de Türkiye'nin gezi alanı en büyük mağarasıdır. Bu eşsiz mağarayı gezdikten sonra Amasra’ ya gidiyoruz.
Denize doğru uzanmış bir burun, burnun iki yanında korunaklı birer liman görevi gören iki koy ve ana karaya bağlı ve bağımsız adaları ile eşsiz bir görsel güzelliğe de sahip olan Amasra hem 3000 yıllık tarihi, hem çekicilik ve balıkçılığa dayanan yerel sanatları, hem  de kendini çevreleyen ormanlık alanları ile görülmeye değer yerlerden biridir.
Çekicilik, bir ahşap oymacılığı sanatıdır. Zanaatkârların toplandığı Çekiciler Çarşısı Amasra' nın önemli merkezlerinden biridir. Yöreye özgü tahta kaşık, çatal, havan ve salata tabağı türü eşya satılmaktadır.
Öğle yemeği sonrasında Amasra gezimizi sonlandırıp Safranbolu’ ya doğru gidiyoruz. Kanyonlarıyla ünlü Safranbolu’ nun en güzel kanyonlarından biri olan Tokatlı Kanyonu‘ nun üzerine kurulmuş olan Cam Teras' a doğru gidiyoruz.
Bu muhteşem doğal güzelliği havadan seyretmek isteyenlere için çok güzel bir mekan. Yerden yaklaşık 70 metre yükseğe kurulan terasın üzerinde gezerken kendinizi bir boşlukta gezermiş gibi hissediyorsunuz. Buradan Safranbolu merkeze geçiyoruz.
Safranbolu, Karabük ilinin turistik bir ilçesidir. Ev örneklerine, Beypazarı, Göynük, Araklı, Odunpazarı gibi Türkiye' nin birçok yerinde rastlanan Klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihî Safranbolu evleri bu özelliği sayesinde 17 Aralık 1994  yılında Dünya Miras Listesi' ne girmiştir. Safranbolu ismini ise bölgede yetişen ve nadir bir bitki olan safrandan alır. Burada sırasıyla Hıdırlık Tepesi, Cincihan, Eski Kaymakamlık Konağı, buram buram tarih kokan meşhur Safranbolu evleri  ve Safranbolu Lokum Evinde hem yörenin hem de Leziz Lokumunun tarihini anlatan slâyt gösterisini keyif ile seyrediyoruz.  Alışveriş sonrası Safranbolu’ da konaklama yapacağımız Zalifre Otel’ e yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama. 

Oteldeki kahvaltıdan sonra Karabük, Gerede üzerinden yola çıkıp, birbirinden güzel ilkbahar doğa manzaralarını fotoğraflayacağımız Abant Gölü’ ne varıyoruz.
Abant’ taki turumuza göl çevresinde yürüyüşle başlıyoruz. Abant Gölü, çam ve köknar ağaçlarının fazla olduğu bir Tabiat Parkı içinde, yaklaşık 1350 metre yükseklikte bulunan ve alanı 125 hektarı bulan bir heyelan set gölüdür. Gölü dolaştıktan sonra köy pazarı kurulu ise alışveriş yapabilir, faytona binme şansını yakalayabilirsiniz. Hafızamızda güzel anılarla buradan ayrılıp doğanın huzur verici dinginliğine sahip, kıyısında çeşitli restoranların bulunduğu Sapanca Gölü’ ne gidiyoruz. Derbent turna, yayın, sazan ve alabalığın bol olduğu bir göldür. Burada Sapanca Gölünün güzelliklerini gözlemliyoruz. Göl çevresinde yürüyüş yapabilir, fotoğraf çekebilirsiniz. Güzel dakikaların ardından Maşukiye' ye doğru yol alıyoruz.
Kocaeli' nin doğusunda yer alan Maşukiye ülkemizin en sevilen köylerinden birisidir. Soğuksu ve Çınarlı olmak üzere iki mahallesi bulunur. Yeşillikleri ve şelaleleri ile herkesi büyülemektedir. Bu doğa harikası yerde dileyen misafirlerimiz serbest atv turu (ekstra) yapabilir ve zipline (ekstra) keyfini yaşayabilirler. Maşukiye' den ayrılıp Cam Teras' a gidiyoruz. Ayrı gezegen diye adlandırılan Cam Seyir Terası 460 m2 lik bir alan içerisinde 100 m2 olarak yapılmış ve 185 metre yüksekliğe sahiptir.
Fotoğraf molamızın sonrasında Ormanya' ya doğru hareket ediyoruz. Ormanya ya da tam adıyla Ormanya Doğal Yaşam Parkı Kocaeli' nin Kartepe ilçesinde bulunan bir doğal yaşam parkıdır. 10 yılı aşan araştırma ve planlama süreci sonunda ortaya çıkarılan ORMANYA Doğal Yaşam Parkı projesine 2014 yılında başlanmıştır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda gerçekleştirilen ve doğal çevresiyle birlikte 2 bin dönümlük alana sahip ORMANYA Doğal Yaşam Parkı Dünyanın üçüncü, Avrupa’ nın en büyük doğal yaşam alanı olma özelliğine sahiptir. 53 farklı türden 467 hayvanı ve bitki türünü içerisinde barındırmaktadır. Ala geyikler, ceylanlar, karacalar gibi birçok canlı türü park içerisinde doğal yaşam alanlarında nesillerini sürdürmektedir. `Yüzüklerin Efendisi` ve ``Hobbitler`` filmiyle ünlenen Hobbit Evlerinin bulunduğu alanı da gezerek bu güzel anılarımızı fotoğraflayıp dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Yine Bursa, Balıkesir yol güzergahı üzerinden gece saatlerinde Ayvalık’ a ulaşıyoruz.

Başka bir Meis Turizm Organizasyonunda buluşmak dileğiyle...
                     

• ÇİFT KİŞİLİK ODADA KİŞİ BAŞI : 8.499 TL
• TEK KİŞİLİK ODA : ……… TL
• 0 – 6,99 YAŞ : …… TL   /  7 – 11,99 YAŞ : ……. TL
• NOT : Çocuk indirimleri 2 yetişkinin yanında kaldığı zaman geçerlidir.